MATEMATİK ÖĞRETMENİ

ÜSKÜDAR, ALTUNİZADE, Türkiye
MATEMATİK ÖĞRETMENİ İLKÖĞRETİM2,3,4,5,6,7 ve 8. SINIF MATEMATİK VE TÜM DERSLERDEN DESTEK LİSE 9,10,11 SINIF MATEMATİK GEOMETRİ

17 Eylül 2012 Pazartesi

OKUL GÜNLERİ...

okul günleri...ozamanların en zor günleriydi bizim için..dersler,sınavlar,yazılılar....bilmiyorduk tabi hayatın zorluklarını...masum sevgilerin,karşılıksız dostlukların,çıkar çatışmalarının olmadığı okul hayatı...şimdi siz öğrenciler anlamazsınız ne dediğimi ama okul hayatı bitince çok özleyeceksiniz.o formayı hersabah eziyet gibi giymeyi,çantalar ,kitaplar,defterler,gençlik ,sorumsuzluk,,,,,,

15 Eylül 2012 Cumartesi

ÇALIŞAN VELİLERE MÜJDE!!!!!

Çalışan veliler, çocuklarını bundan böyle işlerine en yakın okullara da yazdırabilecekler.
Bu gerçekten çok iyi olacak.Çünkü birçok veli tanıyorum ki adres tutmadığı için evin yanındaki okulda okuyan öğrencileri var ve bu gerçekten iş çıkışı okuldan almak ,çocuğun eve gitmesi evde anne baba gelene kadar bakılmaya ihtiyaç duyulması gibi birçok ağır sorumlulukları var.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), e-okul sistemi üzerinden öğrencileri evine en yakın okula kaydetme uygulamasını, çalışan anne ve babalar için değiştirdi. Bakanlığın aldığı kararla, bu yıl ilk kez, anne ve baba çalışıyorsa, çocuklarını işyerlerine yakın bir okula kaydettirebilecekler.
TEK KISIT SINIF MEVCUDU
Bakanlık, anne-baba her ikisi de özel ya da kamu sektöründe çalışan velilere, çocukların kayıtlarını işyerlerine yakın okullara nakil edebileceklerini duyurdu.
Ayrıca öğretmenlerin de istemeleri durumunda çocuklarını görev yaptıkları okullara alabilmelerine izin verildi. Nakiller için tek şart, nakil yapılacak okuldaki sınıf mevcudunun 35'i geçmemesi olacak. Bazı velilerin çocuklarını evlerine yakın okullara değil diğer semtlerdeki okullara kaydettirebilmek için sahte ikametgâh belgesi aldıklarını, ev kiraladıklarını ya da çocuklarını akrabalarının yanında yaşıyor gibi gösterdiğini belirleyen bakanlık yetkilileri harekete geçti.
MEB yetkilileri, "Öğrencinin nakilleri ve kayıtları e-okul sisteminden sürekli kontrol ediliyor. Gerçeğe aykırı belgelerle kayıt yapan öğrencilerin kayıtları evlerine en yakın okula tekrar kayıt ettirilecek ve nakli yapan yöneticiler hakkında yasal işlem yapılacak.

12 Eylül 2012 Çarşamba

DERSANELER 2014 DE KAPANACAK.

Başbakan Erdoğan, daha önce dile getirdiği derhanelerin kaldırılması konusunda, bu kez süre telaffuz etti. Erdoğan, dersanecileri okul kurmaya davet etti, 2013-2014 sistemle birlikte dersanelerin kaldırılacağını söyledi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, parti genel merkezinde genişletilmiş il başkanları toplantısında yaptığı konuşmada "Dershanecilik olayını kaldıracağız" açıklamasında bulundu.

Erdoğan, "Dershanecilik olayını kaldıracağız. Bundan kim gücenirse gücensin. Kusura bakmasınlar. Bu benim halkımın, vatandaşımın ortak talebidir. Haklı olarak 'okullar niye var?' diye soruyor. Okul varsa dershane niye var? Biz iktidara geldiğimizde üniversite imtihanların soruları ortaöğretim müfredatına göre hazırlanmıyordu, dershanelerin müfredatına göre hazırlanıyordu. Bunu bizim iktidarımız değiştirdi. Bu ülkede öyle bir emperyal yapı vardı ki, tamamen dershanecilere çalışıyorlardı. Benim parası olmayan, gücü olmayan vatandaşım dershaneye yavrusunu gönderemiyordu" diye konuştu.

ERDOĞAN BU KEZ TARİH VERDİ

Dershanecileri okul kurmaya davet eden Erdoğan, sistemin 2014'te devreye gireceğini de ifade etti.

Erdoğan, "Eğitim öğretime hizmet verecekseniz, okullaşın, okullar kurun. Biz de sizden hizmet alımı yapalım ve sizin sınıflarınızı öğrencilerimizle biz dolduralım. Bedeli neyse biz verelim. Sizi açıkta bırakacak değiliz. Biz yatırımdan kurtulmuş oluruz, siz de hizmetinize aynen devam edersiniz. Bakıyorsunuz bu güzel bir teklif demiyorlar. Niye. Öbür taraf çok daha tatlı da onun için. Orada adeta merdiven altı hizmet var, diğerinde ciddi bir kurumsallaşma olacak da onun için. Bunun adımını atacağız ve er geç 2013-2014'e de biz o sistemle birlikte girmiş olacağız" dedi.

7 Eylül 2012 Cuma

Özel ders

     Herşeyi bir anda denemeye çalışmayın.Şimdi bir dersaneye yollayalım veya etüte bakalım duruma göre olmadı ders aldırırız.İşte en büyük hata.Dersaneye yollayıp 1 ayda verim alacağınızı sanıyorsanız yanılıyorsunuz.Eğer çocuğun eksikleri varsa geçmiş sınıflardan bişeyleri öğrenememişse dersanede 20 kişilik sınıfta bunu nasıl başarabilir.Bunu 1 aydada başaramaz bir yılda da.Burda önemli olan velinin çocuğunu iyi tanıyor olması.Öğrencisinin eksiklerinin farkında olması.Çocuk zaten bunun farkında olamaz.Eksiklerinin farkında olan çocuk zaten başarıyı yakalamış çocuktur.İşte bu yıl dersaneye gitsin de seneye olmadı gitmez veya okul etüdüne gider.Eğitimde süreklilik şarttır.
    Eğer çocuğunuzun eksikleri varsa;grup içinde bir türlü ilerleyemiyorsa bu çocuğun birebir eksiklerini kapatması,kendine güveninin gelmesi gerekiyordur.Bu da profesyonel özel ders ile olur.Komşu abla,alt kalttaki üniversiteli öğrenciler ile olacak iş değildir bu.Boşuna vakit kaybı ve kendini kandırma ve aynı zamanda ucuz etin yahnisidir.:)))Zaten bilinçli veli,eğitimin eğitimciden alınması gerektiğini de bilir.Manavdan et alınmaz.Profesyonel özel dersin  yüzde doksan geri dönüşümü olur.Ama dediğim gibi eğitimde süreklilik sağlanırsa.Bu yıl ders aldı çok iyiydi seneye etüte yollayayım düşünceleri ile öğrencinizi hiç bir zaman istenen başarıya taşıtamazsınız.Örnekleri çok.....

5 Eylül 2012 Çarşamba

OKUL HEYECANI HEPİMİZİ SARDI...

      Okul heyecanı eylül ayı geldi mi çoğu öğrenciyi,öğretmeni ve velileri okul heyecanı sarar.Uzun bir tatil sonrası  o bir yıl boyunca kurtulunmak istenen okul ,arkadaşlar hatta öğretmenler bile özlenir.Ben ertesi gün okulların açılacağı o pazar geceleri hiç uyuyamazdım.Heyecandan işte:))Çok özel bir heyecandı o ,ertesi günü biran önce yaşamak isterdim.Ertesi gün okula gittiğinde dönem içinde muatap olmadığın,kavga ettiğin,kalbini kıran veya sevmediğin arkadaşını bile özlemiş olduğunu farketmenin heyecanı  yaklaşık 1 hafta filan sana yeter.:))
    Yeni defterler ,yeni kitaplar,yeni kalemler,yeni bir çanta herşey yeni....Şimdiki çocuklar bunlara pek heyecanlanmıyor  belki ama bizim için defterleri kitapları kaplamak ;üzerine etiket yapıştırmak ne heyecan vericiydi.Ben bu duyguları ilkokul,ortaokul,lise her sınıfta ayrı ayrı bıkmadan yaşadım.Sanırım çocuğumla da tekrar yaşarım.
    Velilere gelince bitmek bilmeyen okul masrafları...Allah kolaylık versin nedenir ki!

    Eğitim Bir Sen’in araştırmasına göre bir öğrencinin okul öncesi eğitimden ortaokulun sonuna kadarki eğitimi boyunca sadece okul ihtiyaçları için ortalama 11 bin 925 TL harcama yapılıyor. İlkokula başlayan bir öğrenci için ise 543 TL harcama yapılması gerekiyor.
     Araştırmaya göre, okul öncesi eğitime kayıt olan bir öğrenci için başlangıç masrafı olarak ortalama 315 TL, ilkokula başlayan bir öğrenci için 543 TL, ortaokula başlayan bir öğrenci için 565 TL, ortaöğretime (lise) başlayan bir öğrenci için ise 655 TL harcama yapılması gerekiyor.
      Lise eğitimi boyunca bir öğrenci için ortalama 5 bin 578 TL, ayda ise ortalama 116 TL harcama yapılırken, öğrenciye kantin-yemekhane için para ayrıldığında, bu rakam okul öncesi ve ortaokulun sonuna kadarki süreçte aylık ortalama 225 TL, lisede ise 250 TL’ye çıkıyor. Bu masraflara okul servisi de eklendiğinde okul öncesinden ortaokulun sonuna kadarki maliyeti 225 TL’den 350 TL’ye, lisede ise 250 TL’den 370 TL oluyor.
Veli, ortaokul 4. sınıfta SBS, lise 3 ve 4. sınıflarda YGS-LYS için çocuğunu dershaneye gönderdiği takdirde ise maliyetler daha da artıyor ve okul öncesi eğitimden ortaokulun sonuna kadarki dönemde aylık ortalama 406 TL, lisede aylık ortalama 620 TL masraf yüküyle karşı karşıya kalıyor.


     
     
   
     

OKUL SERVİSLERİNE ZAM KAPIDA.

   
OKULLARIN açılmasına az bir süre kala, velileri ‘servis ücretlerine zam gelecek mi’ endişesi sardı. Geçtiğimiz yıl en kısa mesafe için aylık 140 TL ödeyen veliler, bu yıl, servisçilerin yüzde 9’luk zam talebi kabul edilirse 152 TL ödeyecek
    İstanbul’da her gün 15 bin okul servisi aracı, yaklaşık 200 bin öğrenciyi okullarına getirip götürüyor. Geçen yılın fiyatlarına göre, bir öğrencinin ortalama servis ücreti masrafı aylık 230 TL’yi buluyor. Veliler bir okul döneminde, servislere yılda yaklaşık 46 milyon TL para harcarken, bu yıl rakam daha da artacak. Beklenen yüzde 9’luk zam kesinleşirse, İstanbullu velilerin servis harcamaları yılda 50 milyon TL’nin üzerine çıkacak. 2012-2013 eğitim öğretim yılı için ortalama yüzde 5 ila 12 arasında zam yapan özel okullardan sonra, servis ücretlerinin de artma ihtimali velileri endişelendiriyor. Ankara’da yeni okul dönemi için yüzde 7’lik zam yapılarak en yakın mesafe ücreti aylık 116 TL’ye çıkarken, İzmir’de ise zam oranı henüz netleşmedi. Uyanık, servis şirketlerinin en büyük problemlerinin araçlarını verimli kullanamamaları olduğunun altını çizerek, şöyle konuştu: “İstanbul’da işçi servisleri 6’da, ilk ve orta öğretim servislerinin 7’de, lise servislerinin 8’de yola çıkması sağlanmalı. Eğer trafik akışını 4’e bölebilirsek trafikte yüzde 30 rahatlama olur.”

3 Eylül 2012 Pazartesi

NİÇİN MATEMATİKTEN KORKULUR?

     İnsan herzaman ulaşamadığı,başaramadığı,kendisine zor gelen şeylerden,umudunu kıran olaylardan veya hedeflerden korkmuştur.Yoksa başardığımız ,yapabildiğimiz ,ulaştığımız hiçbirşeyden kaybetme korkusu hariç korkmayız.
    Matematik korkusu de böyle bir süreç ve duygu birikimidir.İlkokula başlarız resmi olarak matematik ile ilk tanıştığımız zamanlardır.Korkuyla başlatılan bir tanışma işte bizim o anda matematiğe merhaba dememizi engeller.Burada ilk  kilit nokta ilkokul öğretmenimiz olacaktır.İşte bizim zamanımızdaki çubuklar,fasulye taneleri ilk öğrenme heveslerimizdir.Ben şunu düşünüyorum hemen hemen her çocuk ilkokula başlarken de matematik ile tanışırken de heyecanlıdır.Ne olursa sonraki sınıflarda toplama çıkarma işlemlerini geçip,çarpma ve bölme işlemlerine geldiklerinde telaş başlar.
      Öğretmenlerin öğretme çabasındaki nedeni bilinmez hızları,iyi saydıkları öğrenciler ile sınıfı alıp götürmeleri,öğrenme sıkıntısı çeken çocukları arka sıralara itmeleri,bazen yapamadıkları için onlara kızmaları,anne ve babasların çocuğa öğretme çabaları,(profesyonel bir yardım olmadığı için çoğunlukla öğrencinin kendini kötü hissetmesini,anlamadığı zaman anne veya baba ile yüzgöz olmalarına sebeb olur)öğrencinin diğer arkadaşlarıyla matematiksel olarak karşılaştırılması,problem çözmeye geçildiği zaman öğrenciye dışarıdan gelen seviyesinin üstündeki yardımlar onun işte heyecanla tokalaştığı matematiğe karşı korkular biriktirmesine yol açar.
      Özellikle problem çözmeye başlama aşaması öğrencinin kırılma noktasıdır.Öğrencide hayal etme yeteneği,soyuttan somutu düşünebilme yeteneği bu dönemde tam oturmadığı için anne babanın baskıcı tutumu,hırslı  matematik öğretimi,öğrenci anlayamadığı zaman sinirli tutumları ve diğer arkadaşlarıyla karşılaştırımaları bu kırılma noktasının en büyük kırığıdır.Bu davranışların tam tersi ile sabırlı bir yaklaşımla öğrencinin seviyesini de tutturarak bu işi başarabilirsiniz.En önemlisi ise bir profesyonelden yardım almaktır.
     Öğrencinin matematik problemini çözmesi için önce o problemi algılaması,beyninde hikayeleştirmesi,hayal etmesi gerekir:.Bunun için matematikten önce kitap okumatmak çok önemlidir.Benim öğrencilerimde uyguladığım en önemli yöntem önce kitap okumayı sevdirmektir.Problemi algıladıktan sonra çocuk çözmek için yapması gerekenleri düşünecektir.Problemi çözmek 2.aşama gibi bişeydir yani.
    Matematikten korkutmadan sevdirmek benim öğretmenliğimin ilk prensibi.Önce öğrencinin seviyesini yakalayıp ona seviyesi kadar yük veririm ve onu seviyesine göre yaptığı matematiğe karşı inanılmaz bir motive ile alkışlar altında ayağa kaldırırım.Bu başarmışlık duygusuyla artık seviyesinin üzerine çok rahat çıkılabilir.Gerisi mi meslek sırrı diyelim:)))

1 Eylül 2012 Cumartesi

MATEMATİK EĞİTİMİ NERDEN BAŞLAR?

   Bir matematik  öğretmen olarak ,nacizane bazı düşüncelerimi söylemek istiyorum.Matematik yeteneğinin ve zekasının çocuğun doğuşundan geldiğine inananlardanım.Her çocuk çoklu zeka kuramına göre 8 çeşit zeka yeteneği ile doğar.Bu zeka türleri :görsel zeka,sözel zeka,matematiksel zeka ,bedensel zeka,içsel zeka,müziksel zeka,doğacı zeka ve sosyal zekadır.Bu zeka türleri çevresel faktörlere ,genetik faktörlere göre çocuğun gelişimine göre ya çogğalır ya silikleşir.
    Her çocuk küçük yaşta birebir eşleştirmeyi gerçekleştirebilir.'2 tane ekmek istiyorum'diyebilir.Bu doğuştan gelen bir dürtüdür.Çocuga özellikle 2 yaşından sonra analitik düşünmeyi gerçekleştirebileceği,parçaları birleştirip bütüne varabileceği yapbozlar yaptırabilir.Özellikle  büyük oyuncak mağazalarında veya hatta büyük kitapçılarda matematiksel zekayı geliştirecek okadar yararlı oyunlar görüyorum ki!Sayma kartları;görsel hem hayvanları tanıtan hem saymayı öğreten kağıtlar,yaşlara göre yapbozlar....Yani oyuncak mağazalarına girdiğinizde barbie bebeklerin,arabaların reyonlarından başka butür matematiksel zekayı geliştiren görselleri de tercih ederseniz,çocuğunuzun matematiksel zekasını öldürmemiş olursunuz.
   Ona yolda yürürken arabaları saydırın ,saydırdığınız arabalara yan taraftaki 3 arabayı daha eklemesini,yada diğer taraftaki 2 arabayı çıkartmasını söyleyin.Kız çocuğunuza da onun sevdiği eşyalarını saydırın,İçlerinden 4 tanesini çıkarmayı deneyip tekrar saydırın.Bu ufak görünen etkinlikler çocuğunuzun matematiğe karşı küçük yaşlarda başlayacak korkularını yendirir veya matematiğin günlük hayat ile bağlantısını kurar.
    Anaokuluna gitmeye başladığında zaten  orada gerçekleştireceği etkinlikler ile bu konuda daha da ilerleyecek.Bence bizim en büyük hatamız herşeyi hazır olarak sundurtmak.Oysaki çocuğunuza anaokul veya kreşe yollama yaşına gelene kadar butür eğitimleri önceden sınırları aşmadan azar azar vermiş olmak çocuğun hazırbulunuşluk seviyesi geldiğinde onu güçlendirir.Gerisi öğretmenlerinin işi olacaktır.Saçmasapan çizgi filimler izletmek ,bilgisayar başına çocuğu bırakmak yerine geleceği için en önemli eğitimlere küçük adımlar atınız....